BASIN VE KAMUOYUNA
 
          Bildiğiniz üzere dün yani 11 haziran 2013 günü bu saatlerde Çağlayan Adliyesinde fikirlerin açıklamak isteyen onlarca meslektaşımız göz altına alınmış birçoğu yerlerde sürüklenmiş ve şiddete maruz kalmıştır.

      Meslektaşlarımızın şiddete maruz bırakılmaları ve insan haysiyetine yakışmayacak bir üslupla gözaltına alınmaları bizlerde derin bir üzüntü yaratmıştır.

      Vahim olan gözaltıların " tartışmasız bağımsız savunmayı temsil eden ve yargının üç kurucu unsurundan biri olan" avukatlık mesleğini itibarsızlaştırmaya yönelmesidir.

      Meslektaşlarımız mesleklerini icra edecekleri yegane mekandan bağımsız savunmayı temsil eden kişiler olmaları hiçe sayılarak üzerlerinde cübbeleriyle sürüklenmiş, tartaklanmıştır. Bu durumun hangi düşünceyi benimserse benimsesin hiç bir meslektaşımız tarafından kabul edilebilecek mazur görülebilecek bir yönü bulunmamaktadır.

         Fikri ne olursa olsun her avukat ayrı ayrı hukukun üstünlüğüne olan inancı temsil etmektedir.

      Avukatlar diline, dinine, meshebine meşrebine cinsiyetine bakmaksızın, hangi fikirde olduğunu sorgulamaksızın talep eden herkesin savunmanı olmakta adaletin tecellisine katkıda bulunmaktadır.

        Bunun içindir ki Cumhurbaşkanlarının, başbakanların, bakanların, milletvekillerinin, her rütbede ve konumda askerlerin, yine her rütbede ve konumda polislerin, işçilerin, her kademedeki memurların, çiftçilerin, gazetecilerin, yazarların çizerlerin esnafların, ergin olmamış çocukların, şiddete uğrayan kadınların, hâkimlerin ve savcıların kısacası adalete ihtiyaç duyan herkesin savunmanı olmuşlar ve olmaya devam edeceklerdir.

      Avukatlık itibarsızlaştırılacak bir meslek değildir.

   Arzu etmeyiz lakin makama mevkiye bakılmaksızın herkesin ama hangi kamusal güce sahip olunursa olsun herkesin, bir gün kendisini       savunmak zorunda kalabileceği ve bir avukatın hukuki yardımına ihtiyacı olabileceği unutulmuştur biz bunu buradan tekrar hatırlatıyoruz.

   Avukatlık mesleğini kendini savunur hale getirmek toptan hukuk sistemini yok etmekle eşdeğerdir bu akıldan çıkartılmıştır, biz bunun akıldan çıkartılmaması gerektiğini önemle öğütlüyoruz.

   Bağımsız savunmayı temsil eden, mutlak olarak etmesi gereken avukatların tek bir demokratik ve insani bir metod dahi denenmeden adliye içerisinden itilip kakılarak çıkartılması için talimat vermek, bu duruma göz yummak, görmezden gelmek buna seyirci kalmak sadece avukatların değil güç kullanılması talimatını verenler dahil olmak üzere hukuka saygınlığı olan, insana saygısı olan herkesin sorunudur.

   Çevik kuvvetin adliyeye alınması ve müdahaleye izin verilmesi ve dahi gözaltı emirlerinin verilmesi bir başka üzüntü kaynağı olmuştur.

   Bizler bağımsız yargının her anlamda tecellisi için gerek iddia gerekse yargılama makamlarının hep yanında olduk ve yargı bağımsızlığına olan yüksek inancımızla yanında olmaya devam edeceğiz. Ancak şu da söylenmelidir ki yargının savunma ayağı olmadan yargı bağımsızlığı olmaz, yargı bağımsızlığı olmadan da yargılama diye bir şey yapılamaz yapılırsa da bunun adı yargılama olmaz.

   Bizler ayrıcalık istemiyoruz. Böyle bir talebimiz yok. Ancak savunmanın itibarsızlaştırılmasını asla kabul etmeyiz edemeyiz. Kimse bizden bu durumu mazur karşılamayı beklemesin.  

   Meslek onur ve itibarının korunamaz hale gelmesine cübbemizin yerlerde sürünmesine müsaade etmeyeceğiz, bu da bilinmelidir. 

   Bu vesileyle adliyeden yaka paça çıkartılan meslektaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletirken, mesleğimizin itibarına yönelen bu haksız hukuk dışı saldırıları NİĞDE BAROSU OLARAK ESEFLE KINIYORUZ.

                                                                            NİĞDE BAROSU BAŞKANLIĞI