5 NİSAN AVUKATLAR GÜNÜ
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

5 NİSAN AVUKATLAR GÜNÜ KONUŞMA METNİ

Sayın meslektaşlarım, değerli kamuoyu, çelenk koyma törenimizde bizlerle olan çok kıymetli basın mensubu arkadaşlarım.

Bugün 5 Nisan Avukatlar günü

Hakkın ve adaletin savunucusu, hukukun ve yargının vazgeçilmez unsuru sevgili meslektaşlarımın avukatlar gününü kutluyorum.

İnsan hayatı sevinç, mutluluk ve hüzünlerden ibaret.

Sevinçler kalıcı ancak hüzünler hep hatırlanır. Unutulmaz. Hele ölümler. Ölüm, dünyada kaldığımız sürece hayatı bir arada birbirimizin hakkına ilişmeden, haksızlık yapmadan ezmeden üzmeden paylaşarak yaşamamız gerektiğini an itibarıyla da olsa bizlere hatırlatır.

Ne yazık ki bu yılki avukatlar gününü buruk bir şekilde kutluyoruz. Atatürk anıtına çelenk koyma törenimiz bittikten sonra hep birlikte Niğde Adliyesine geçeceğiz ve kaybettiğimiz meslek büyüğümüz güzel insan Av. Yavuz KADIOĞLU’ nu son kez geleceği Niğde Adliyesinden uğurlayacağız. Ama hep hatırlayacağız, hep saygıyla anacağız. Kendisine Allah’ tan rahmet kederli ailesine başsağlığı diliyoruz. Mekanı cennet olsun.

Yine Niğde’ ye önemli hizmetleri olan Niğde Vali Yardımcısı Özgür KÖRÜKÇÜ’ nün vefat haberini de üzüntü ile öğrenmiş bulunmaktayız. Sayın Valimiz Ertan PEYNİRCİOĞLU başta olmak üzere tüm mesai arkadaşlarına, sevenlerine, ailesine başsağlığı ve sabır diliyoruz.

Ayrıca kaybettiğimiz diğer meslektaşlarımızı da ayrı ayrı rahmetle anıyorum. Onların da mekanları cennet olsun.

Kıymetli meslektaşlarım;

Hukukun, adaletin ve mesleğin çokça konuşulduğu, anlamlı tebriklerin yapıldığı 5 Nisan Avukatlar günü münasebeti ile Niğde Barosu Avukatları olarak her zaman olduğu gibi kutlu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ ün huzurundayız. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla andık, İstiklal marşımızı hep beraber okuduk.

Büyük şair Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşını Türk ordusuna ithaf etmiş ve eserin Türk Milletine ait olduğunu söylemiştir. İstiklal Marşı yazıldığında henüz başkomutanlık meydan muharebesi başlamamış düşman vatan toprağından henüz tam olarak temizlenmemiştir.

İstiklal Marşımızın bizlere hatırlattığı bir şeyler olmalı….

Kutlu liderin huzurunda olmanın bize hatırlattığı bir şeyler olmalı…..

Herhalde en başta hatırlanacak şey, bu güzel vatan toprağının hiç de kolay kurtarılmadığı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin iki yüz yılı aşkın bir süre devlet kaygısı yaşayan, savaşlardan yorulmuş, kuru ekmekle karnını doyuran milletimizin azmi ve kahramanlıkları ile kurulmuş olduğudur.

Bizler kan ve göz yaşıyla elde edilen bu toprakların kıymetini biliyoruz.

Ne üzücüdür ki geçtiğimiz yıl 15 Temmuzda üzerlerinde asker üniforması olan FETÖ terör örgütü mensubu hainler düşmanlarımızın hesabına, bizi adeta içeriden hançerleyerek kendi silahlarımızla halkımızınüzerine saldırdılar. Bir işgal girişimine yeltendiler. Başaramadılar başarılı olsalardı neler olacağını tahmin dahi edemiyoruz. Bu saldırılarda yüzlerce vatandaşımız şehit oldu. Hain Darbe girişiminin önlenmesinde hayati bir görev alarak şehit olan Ömer HALİSDEMİR’ in yanı sıra Ramazan KONUŞ, Hakan ÜNVER, Varol TOSUN, Kemal TOSUN, Yalçın ARAN isimli Niğde’ li kahramanlarda hain saldırılarda şehit düştüler.

Allah vatanın ve milletin dirliği yolunda can veren tüm şehitlerimize rahmet eylesin. Her birini bir kez daha saygıyla anıyoruz.

Şer odakları, sömürgeci devletler, terör örgütleri kurarak ya da satın alarak üzerimize saldırmaya devam ediyorlar. Edecekler. PKK olur, FETÖ olur adları ne olursa olsun, şartlar ne olursa olsun teröre e karşı birlik olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Kargaşa hukuksuzluk demektir. Hukukun olmadığı yerde güçlüler zayıflara asla acımazlar. Kargaşanın olduğu ortamlarda insanlar kendilerini ve ailelerini asla güven içinde hissetmezler.

Terörle mücadele aynı zamanda hukuku üstün kılma mücadelesidir

Ömürlerini hukuka hak ve adalet duygusunun yerleşmesine adayan kıymetli meslektaşlarım.

Bu gün yargının üç kurucu unsurundan biri olan bağımsız savunmayı temsil eden avukatların günü.

Avukatlar bağımsız savunmayı temsil ederler ve bundan asla vazgeçilemez. Önemsenmediği gün hukuktan vazgeçilmiş sayılır. Avukatlar yargı sistemlerinde halkın hukuk güvenliğini sağlayan en önemli kişilerdir.

Ancak dünyadaki pek çok ülkenin aksine ülkemizde avukatlık mesleği ne yazık ki hak ettiği yerde değildir. Avukatlar sürekli bir mücadelenin içerisine itilmekte adalet mekanizmasının en önemli parçası kısıtlı imkanlarlazor şartlarda mücadele ederek mesleklerinin gereğini yerine getirmeye çalışmaktadır.

Eğer hukuk güvenliği istiyorsak, adaletin en az hatayla gerçekleşmesini diliyorsak, avukatların mesleklerini rahat ve bağımsız bir şekilde yapmalarını sağlamak için gereken tüm düzenlemeleri yapmalıyız.

Her fırsatta yargının kurucu unsuru olduğumuz ve kamu görevi yaptığımız vurgulanmakta bu kabul edilmekte ancak bu kabule rağmen uygulamada çok ciddi sorunlarla karşılaşmaya devam etmekteyiz.

Yargının diğer kurucu unsurlarına tanınan haklar ne yazık ki avukatlara tanınmamaktadır.

Avukatların can güvenliği bulunmamaktadır. Pek çok meslektaşımız görevleri sırasında saldırılara maruz kalmakta bu saldırılarda öldürülen avukat sayısı da her yıl artmaktadır.

Bizler yargısal faaliyet yapıyoruz.

Bir yargılama içinde avukat yoksa ya da varlığı özümsenmemiş ise adil yargılamadan bahsedemeyiz. Avukatların can güvenliklerinin sağlanması için gereken önlemlerin alınmasını diliyoruz. Örneğin nasıl hakim ve savcılardan silah ruhsat harcı alınmıyorsa avukatlardan da alınmasın istiyoruz.

Yargının diğer kurucu unsurları yanında avukatlara üvey evlat muamelesi yapılmasın istiyoruz.

Bağımsız yargı bağımsız savunma ile mümkündür.

Yargılama faaliyetinin içinde avukat en aktif rolü üstlenmektedir. Avukatın duruşma salonuna tedirgin girmemesi mesleğin gerektirdiği tüm gerekleri rahatlıkla yapabilmesi gerekmektedir. Bu konuda zaman zaman tedirginlikler yaşadığımız bilinsin istiyoruz.

Daha güvenilir bir hukuk düzeni için avukatların adalete daha iyi hizmet vermesinin önündeki engeller kaldırılması gerektiğini avukatların müvekkillerini yani vatandaşları temsil ettiklerini adaletin tesisine katkı sağlamaya çalıştıklarını bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.

Adalet hizmetlerini alan halkın bu hizmeti alırken yaşadığı sıkıntıları en iyi bilenler avukatlardır. Barolara “ adalet komisyonlarında temsil edilme hakkı” verilmesinin sorunların daha çabuk tespiti ve çözümün verimli şekilde sağlanması gibi çok faydalı sonuçları olacaktır.

Pek çok konuda süratle yasal düzenlemeler yapıldığı halde yıllardır avukatlık yasasında bir düzenleme yapılamamıştır. Hukuk sistemimize yeni girdiğini söyleyebileceğimiz Arabuluculuk bile yazılı ve mülakat sınavına tabi tutulmuştur. Ancak Anayasa Mahkemesi’ nin avukatlık sınavını iptal eden yasayı anayasaya aykırı olduğu için iptal eden 2009 tarihli kararının gereği hala yapmamıştır. Türkiye’ den başka avukatlığın sınavsız yapılabildiği bir ülke bulunmamaktadır. Bu en çok yargısal faaliyetlerin niteliğini olumsuz anlamda etkilemektedir.

Ne yazık ki bilimsel yapısıyla yükseköğretimi planlaması beklenen Yükseköğretim Kurulu başvuran her üniversitenin talebini kabul ederek neredeyse her ilde bir hukuk fakültesi açılmasına ön ayak olmuştur. Kurulan fakültelerin pek çoğunda öğretim elemanı da bulunmamaktadır. Hukuk eğitiminin şakaya gelmeyeceği tecrübeyle sabittir. Hukuk fakültelerinden mezun insanların kahır ekseriyetinin avukatlık, hakimlik ve savcılık yaptıkları hatırlanmalı ve hukuk fakültelerine kriterler getirilmeli kriterleri tutmayanlar kapatılarak nitelik sorunu mutlaka çözülmelidir.

Mesleğimizin çözülmeyi bekleyen daha pek çok sorunu vardır.

Doğru iletişim yöntemleriyle çözülmeyecek tek bir sorunu ise yoktur.

Umarım bir sonraki 5 Nisan avukatlar gününe kadar daha fazla yol almış oluruz.

Bizler hukuka hukukun üstünlüğüne hep inandık. İnancımızı bu yoldaki mücadele azmimizi kaybetmeyeceğiz.

Herkes için adalet, adalet için avukat diyor ve

Hepinize saygılar sunuyorum.